top of page
  • Yazarın fotoğrafıOp. Dr. Münir Bilgehan

Prostat Kanseri Tanısı Nasıl Koyulur?

Güncelleme tarihi: 2 Şub 2022



Prostat Kanseri ne kadar erken teşhis edilirse, o kadar iyi tedavi edilebilir.

Teşhis anında kanser sadece prostatta sınırlı ise, kanser hastalığından tamamen iyileşme şansı çok yüksektir. Bu nedenle hiçbir işeme şikayeti olmasa bile erkeklerin 50 yaşından itibaren yılda bir kez prostat kanseri değerlendirmesi açısından doktora başvurması önerilmektedir.

Amaç hastalığın prostatın içinde sınırlı iken, yani hiçbir klinik belirtisinin olmadığı dönemde tespit edilmesidir.



Parmakla Rektal Muayene:


Prostat hastalıklarının tanısında en önemli aşama prostatın makattan parmakla muayenesidir. Doktor hastasına uygun pozisyonu verdikten sonra eldiven giyip kayganlaştırıcı madde vazelin sürdüğü parmağı ile prostat muayenesi yapar. Bu muayenede prostatın büyüklüğü, kıvamı ve kitle içerip içermediği kontrol edilir.




Kan Testleri:


Prostat hastalıklarının tanısında bir diğer önemli aşama kandaki toplam

Prostat Spesifik Antijen (PSA) düzeyinin belirlenmesidir.

Prostat kanseri, prostatın iyi huylu büyümesi ve prostatın iltihabı hastalıklarında kandaki PSA seviyesi yükselebilir.

Kan PSA düzeyindeki her artış kişide mutlaka kanser olduğunu göstermez.

Bununla beraber PSA düzeyindeki değişimler

hastanın kanser yönünden incelenmesinin gerekliliği konusunda yol göstericidir.




Multiparametrik MR :


Prostat kanseri şüphesi olan hastalarda bu görüntüleme yöntemiyle 3 farklı parametre birlikte değerlendirilir ve prostatta kanser şüphesi olan odak tespit edilebilir.

Bu parametrelerden birisinde (diffüzyon), vücudun hücre yoğunluğundaki artış tespit edilir. Kanserli hücreler daha yoğun olduğundan daha yüksek sinyal verirler.

Diğer parametre (perfüzyon) dokulardaki damarlanma yoğunluğu tespit edilir. Kanserli dokular daha çok kanlandığından damar yoğunlukları daha fazla olur ve sağlıklı dokudan ayırt edilebilir.

Bir diğer parametrede (spektroskopi) ise kanser dokusuyla sağlıklı dokuların kimyasal analizleri yapılır ve hücre yıkımına bağlı oluşan kolin oranlarına bakılarak dokular birbirinden ayrılır. Multiparametrik prostat MR ile yukarda elde edilen parametrelerin skorlaması yapılarak hastada tümör olup olmadığı hakkında bilgiler elde edilir.

Multiparametrik Prostat MR ile tümörün prostat kapsülünü aşıp aşmadığı ve olası lenf nodu sıçramaları tespit edilebilir. Ayrıca bu MR görüntüleri hastaya prostat biyopsisi yapılırken kılavuz görevi görür. Sonuç olarak kanserin kesin tanısı ancak biyopsi ile koyulur.




Prostat Biyopsisi:


Prostat Kanseri şüphesi ile gelen hastanın parmakla rektal prostat muayenesinde bir sert alan varlığı tespit edilirse, PSA ne olursa olsun prostattan iğne biyopsisi yapılması gerekmektedir.

Ayrıca prostat muayenesinde bir şüphe olmasa bile PSA test neticesi anormal ise yine prostattan iğne ile doku biyopsisinin alınması gerekli görülecektir.


Biyopsi prostat kanseri tanısını kesinleştirebilecek tek yoldur.

Makat çevresine uygulanacak ağrı kesicilerden sonra biyopsi örnekleri transrektal ultrasonografi eşliğinde ince bir iğne yardımıyla alınır.

Standart prostat biyopsisinde, lokal anestezi altında rektuma yerleştirilen özel bir cihaz yardımıyla prostattan rastgele parçalar alınır. Bu dokular içinde kanserli hücre olup olmadığına bakılır.

Teknolojinin gelişmesiyle yeni biyopsi yöntemleri geliştirilmiş bu sayede tanı doğruluk oranları arttırılmıştır.


MR Füzyon Biyopsi:


MR-TRUS Füzyon Prostat Biyopsisi, ileri teknoloji cihazlar ve çeşitli bilgisayar yazılımlarının kullanıldığı bir biyopsi türüdür.

Hedefe yönelik bir yöntem olan bu biyopsi, yüksek hassasiyete sahip olan bir yöntemdir.

Bu teknik kullanılarak prostattan doku örneği alınan durumlarda yaşanan sorunların büyük ölçüde azaltıldığı ve hatalı tanının önüne geçmek için birden fazla görüntüleme yönteminin bir arada kullanıldığı söylenebilir.


Klasik prostat biyopsisinden farklı olarak MR-TRUS Füzyon adlı yöntemde,

standart biyopside saptanmayan vakalar da tespit edebilir.

Sonuç verme açısından standart biyopsiye göre daha hassas olan bu yöntem, kanser varlığının tam olarak saptanamadığı durumların azalmasını sağlar ve böylece biyopsinin tekrarlanması ihtiyacını da azaltır.


Bu biyopsi türünde, tanı sürecinde yüksek doğruluk oranı veren MR yöntemi ve transrektal ultrason (TRUS) olarak adlandırılan ve makattan yapılan ultrasonografik yöntem bir araya getirilmiştir.

Bu sayede, tanı konulurken daha hızlı ve doğru sonuçlar elde edilebilir.

Ayrıca hem MR hem de TRUS sonucu elde edilen görüntüler bir arada değerlendirilerek daha detaylı bir inceleme yapılması sağlanır.


Bu yöntemde, biyopsi öncesinde MR (manyetik rezonans) sayesinde prostatın üç boyutlu görüntüsü oluşturulur ve bu görüntü, ultrasonda elde edilen görüntüyle birleştirilir.

Aynı zamanda, bu yöntem sayesinde, istenilen her noktadan doku örneği alınabilir.


27 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page